26 Mart 2014 Çarşamba

Trabzon Ve Kültür Bileşenleri: Dil, Ayin, Sözcük, Yerleşim Yeri; Post - 1

  Kalandar gecesi eğlenceleri Ocak 13 – Araklık 24 tarihleri arasında gerçekleşir. Kalander aslında yöremiz halkı için yılın bir ayını temsil eder ve yöremizin yaşlı insanları tarafından halen kullanılmaktadır. Bu ayda yöre gençleri bazı eğlenceler ve oyunlar düzenlerler; ayrıca ay kendi içerisinde bazı efsaneleri de barındırmaktadır. Bu ay içinde gerçekleşen oyunlar genelde hareketli içerikli folklorik oyunlardır ve kışın en soğuk ayı ile bağlantılıdır. Oyunlar genellikle hareket halindedir, yöresel oyunlar oynanarak ev ev dolaşılıp yiyecek içecek erzaklar toplanılır. Kapılara gelindiğinde;

’’ Kalander gecesi devlet bacası,
   Tasımı dolduran cennet hocası,
   Doldurmayan cehennem hocası,
   Üstünde erkeği, altında dişisi.“ gibi tekerlemelerle ev ahalisinden istekte bulunulur.

   Kalandar ayı kendisiyle birlikte bazı inanışları getirir, bunlardan birisi bu ay girdiğinde eve ilk giren bireyin ya da ailenin karakterine göre yılın şekilleneceğine inanılır. Bunun için genellikle köyün ya da mahallenin iyi huylu çocukları evlere ilk sokulan kişiler olunur ve bu kişilere hediyeler verilir. Bununla birlikte bazı yerlerde uğurlu olduğuna inanılan hayvanların sağ ayakları ile eve girmeleri sağlanır. Baktığımızda gelenekler tek bir millete özgü gelenekler barındırmamakla birlikte beldeler arasında kutlamalar farklılık gösterebilir. Pontus kültürünün yaygın olduğu Maçka yöresinde Rum kültür ögeleri de bu gecelere dahil edilir. Özellikle bu gecelerde oynanan seyirlik oyunlar Momoyer/Karakoncilo Rum tek sahnelik oyunlarıdır.

   Ayrıca bu ayda ortaya çıktığına inanılan ve büyüklerimiz tarafından görülen Yaban Adamı mitimiz vardır. Şekil olarak uzun boylu, kıllı bir surat, geniş bir cüsseye sahip, ormanda hayvanlar tarafından büyütülmüş aslında insan olan bir canlıdır. Bazı evlere ve kişilere musallat olan ve kendisinden kurtulmak için belli ayinlere kullanılan bu canlı vahşi bir yaşama sahiptir. Bu duruma en yakından tanıklık etmiş olanlardan biri büyük annemdir. Gençliğinde odun taşımaya gittiklerinde akşam vakti girince fındıklık yamaçlarında görünüp büyük annemi korkuturmuş, normal bir insanın atamayacağı mesafeye büyük taşlar atar eve yaklaşana kadar takip edermiş. Geceleri gelip ahır kapılarının zincirini sabaha kadar aralıklarla sallar ev ahalisini korkuturmuş. Bir süre sonra babaannemin amcası belli yerlerden bilgi alarak bu durumdan kurtulmak için, evin içinden 100 koyun geçirmiş ve içlerinden birisi kurban olarak kesmiş bu durumdan kurtulmuşlardır.

Yaban Adamı Temsili Fotoğraf


   Köy içinde bu durumu çok uzak olmayan mesafelere haberdar etmek için ıslık ve eskiden yöremizde yaygın olan kuş dili kullanılırdı. Kuş dili yöremizde halkın zorunlu şartlardan geliştirdiği birbiri ile yardımlaşma durumlarında kullandığı karmaşık olmayan cümlelerin kurulduğu bir dildir. Köylerde önemli haberleri duyurmak için karşı vadide olanlara kuş dili ile seslenme yapılırdı, ekine giderken yardım istemek, fındığın bittiğini diğer fındık toplayanlara duyurmak için kullanılan bir dildir. Genç neslin çok az bildiği bir dil olan kuş dili, Giresun’un Kuş Köyün’de halen etkin olarak kullanılmaktadır ve belli dönemlerde haberlere konu olmuştur.https://www.youtube.com/watch?v=cIUMgCqus24


   Dil olarak kendi içerisinde farklılaşan Karadeniz Bölgesinde Trabzon’un kendine has kelimeleri de vardır. Bunlardan birisi de “Ula” kelimesidir. Bu kelimenin kökeni Arapça olup; birinci, şeref sahibi erkek ve kadın anlamlarını taşır. Dışarıdan kaba bir kelime gibi duran “ Ula “ Trabzon’un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından fetihte büyük mücadele veren Trabzon halkına verdiği bir unvandır. Bir benzeri Erzurum’un “ Dadaş “ kelimesidir. Dadaş kelimesi koruyan savunan sahip çıkan anlamına gelir ve Ruslar Erzurum'u işgal edince orayı terk etmeyen halka verilmiş olan bir unvandır.

   Dışarıdan kaba bir kelime gibi görünen “ Ula” yöre de çok yaygındır. Mesela Hamsiköy’de bir lokantaya giden amca garsona “ Ula bana bir Hamsiköy Sütlacı” diye seslense bu ayıplanacak bir durum değildir ancak dışarıdan gelmiş bir turist bunu böyle algılamayacaktır. Ula kelimesini küçükler büyüğüne kullanınca bir kabalık ortaya çıkabilir sadece.


   Bu arada Hamsiköy demişken; burası Trabzon’ un Maçka ilçesine bağlı bir köydür. Köyün ismindeki hamsi aslında Arapçadan gelmiş olan Hamse’dir. Hamse Arapçada “ Beş” manasına gelir. Hamsiköy birbirine yakın beş yerleşim yerinin birleşmesi ile meydana gelmiştir ve zaman içerisinde burada ki hamse kelimesi yörenin simgesi olan “Hamsi” ye dönüşmüştür ve köy isimlerinin Türkçeleştirilmesi çalışması sonucu resmiyete dökülmüştür. Ve diyarımızda sütlacı en güzel yiyebileceğiniz yer Hamsiköy’dür.

Hamsiköy Yol Haritası
        
Hamsiköy Sütlacı